Ramazan ayının gelmesi ile hayatımızda müthiş ve ani değişiklikler oldu. Bu değişiklikler şahsen beni ciddi şekilde etkiledi.
Öncelikle Belçika da Ramazan ayının durumu. Oruç sabah saat 4.00 da imsak ile başlayıp akşam saat 22 de iftar ile bitiyor. Toplam 18 saat oruç tutuluyor. Uzun süredir oruç tutmayan bedenimiz aniden 18 saatlik bir oruçla cidden sarsıntı geçirdi. Gerçi bu sarsıntı da açlık ve susuzluğun etkisi olsa da daha büyük etkiyi uyku düzenimizin bozulması yaptı.
Aralıksız 6–7 saat uyuyan bizler gece 24 , 01 saatleri aralığında uyuyabiliyoruz. Sonrasında 03 civarında sahura kalkmak, yemek yemek, bu arada teheccüd namazı kılmak ve sahurdan sonra sabah namazını beklemek gerçekten zor oluyor. Sabah 4:20 civarında yeniden uyuyup sabah işe gitmek ya da çocukları okula götürmek için 7civarında kalmak gerekiyor. Bu uyku düzenimizin bozulması da haliyle vücudumuzu yoruyor.
Ama her şeye rağmen Ramazan havasının hissedilmesi,zorluklara katlanma insana ayrı bir huzur veriyor. Bu huzurun sebebi nedir diye kendi kendime sormadan edemiyorum.
Benim bulduğum cevab şu şekilde sıralanabilir.
1– Bir müslüman olarak yapmak zorunda olduğum görevimi ifa etmekteyim.
2– Yaptığım görevimin sonun da alacağım mükafatı bilmek, ki cennete gitmeme vesile olacak.
3–Rabbimin bana verdiği nimetlerin değerini anlamam. Suyun, uykunun değeri bir başka anlaşılıyor. Bunları verene sonsuz minnet ve şükürlerimi sunuyorum.
4–Bana verilen nimetlerin başkalarına verilmediği yada elinden alındığını görmem bana nasıl bir servet sahibi olduğumu hatırlatıyor. Dolayısıyla ihtiyaç sahibi insanlara yardım etme duygum daha da artıyor. Sahib olduklarım la mutlu oluyorum. Varolan imkanlarımla fakirlere yardım etmenin sevincini yaşıyorum.
5– Yine bu ayda birbirini ziyaret etmeyi unutan aile bireylerinin ve komşuların iftarlar nedeniyle bir araya gelmeleri ayrı bir mutluluk vesilesi olmaktadır.
2– Yaptığım görevimin sonun da alacağım mükafatı bilmek, ki cennete gitmeme vesile olacak.
3–Rabbimin bana verdiği nimetlerin değerini anlamam. Suyun, uykunun değeri bir başka anlaşılıyor. Bunları verene sonsuz minnet ve şükürlerimi sunuyorum.
4–Bana verilen nimetlerin başkalarına verilmediği yada elinden alındığını görmem bana nasıl bir servet sahibi olduğumu hatırlatıyor. Dolayısıyla ihtiyaç sahibi insanlara yardım etme duygum daha da artıyor. Sahib olduklarım la mutlu oluyorum. Varolan imkanlarımla fakirlere yardım etmenin sevincini yaşıyorum.
5– Yine bu ayda birbirini ziyaret etmeyi unutan aile bireylerinin ve komşuların iftarlar nedeniyle bir araya gelmeleri ayrı bir mutluluk vesilesi olmaktadır.
Burada belirtmeye çalıştığım birkaç husus kesinlikle yeterli değildir. Fakat benim hissettiklerimin bir ifadesidir. Ramazan ayı bütün müslümanlara hayırlara vesile olur inşallah. Dünyanın sıkıntılar çektiği şu dönemde insanlara bir nebze huzur verir ümidiyle.
